Forum Gündemi:

Konu Başlığı : Şanlı Tarihiyle Yavuz Zırhlısının ''Yavuz Geliyor Yavuz'' Marşının (Türküsünün) Hikay

*
Bu konu; tarihinde açılmış olup, 0 defa yorumlanmıştır.
Konu Sahibi : relcoder
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Çevrimdışı
Junior Member
**
20
mesajlar
20
konular
0
REP PUANI
Forum Üyesi
Aug 2024
(Kayıt Tarihi)
Erkek
(Cinsiyet)
#1
08-02-2024, 12:55 AM
Dinlediğiniz anda akılda kalıcılığıyla nereye giderseniz gidin sanki Yavuz gemisindeymişsiniz gibi ağzınıza dolanır durur. Gelgelelim marşla türkünün hikayesinin nereden çıktığı ve Türk donanmasının göz bebeği olan Yavuza neden atfedildiğine. Marşın ve türkünün sözleri şu şekilde:

MARŞIN SÖZLERİ
Yavuz geliyor Yavuz da denizi yara yara,
Biz düşmanı yeneriz de başına vura vura,
Yavuz geliyor Yavuz da denizi aşa aşa,
Askerinle bin yaşa da Mustafa Kemal Paşa!

TÜRKÜNÜN SÖZLERİ
Yavuz geliyor Yavuz da Denizi yara yara
Kız seni alacağım da başına vura vura
Gemim geliyor gemim de Vona Burnu'ndan beri
Kız Allah'ı seversen de at başından çemberi
Hey gidi kara gemi de topladın redifleri
Döndün limandan beri de ağlattın ferikleri
Yavuz geliyor Yavuz da direkleri altından,
Rus nasıl çıkacak da o kıymetli Batum'dan.

Öyle ki 1914'te Dünya Savaşı başlarken Osmanlı Genelkurmayı'nın öncelikli hedefi; 1877 yılındaki savaş neticesinde Ruslar tarafından işgal edilmiş olan Kars, Batum ve Ahıska'yı kurtarmak ve sonrasında Bakü'ye ulaşarak Azerbaycan Türkleri'nin müstakil bir devlet kurmasına ortam hazırlamaktı. Uzun vadeli stratejik hedef ise; Turan coğrafyası ile Anadolu arasındaki bağlantıyı sağlayarak, Orta Asya'daki enerji kaynakları üzerinde söz sahibi olacak şekilde tarih sahnesine çıkacak yeni Türk devletleri ile ekonomik ilişkiler kurmak ve iktisaden güçlenmek şeklinde yorumlanabilirdi. Bu hedeflere ulaşabilmek için doğu cephesindeki savaş kaçınılmazdı. Kış bastırıp Kafkasya'nın sarp geçitleri kapanmadan ve Çarlık Rusya bölgedeki askeri birliklerini kuvvetlendirmeden önce, hızlı bir manevra ile stratejik mevkileri kontrol altına almak isteyen Osmanlı Genelkurmayı, Erzurum'daki 3.Ordu'yu yeni askerlerle takviye etmek düşüncesindeydi.

Türküye konu olan hikaye buradan sonra başlıyor...1914'te Batı Anadolu'dan Erzurum'a uzanan bir demiryolu hattı yoktu. Ülkenin bu bölgesinde gerçek anlamda karayolu da yoktu. Erzurum'a ulaşan en kestirme ve kolay yol Trabzon üzerinden nispeten kısa bir yürüyüş yapmaktı. Yürüyüşün başlayacağı Trabzon'a denizyolu ile birlik sevk edilecekti ancak; sivil vapurlar Rus gemilerinin tehditleri altındaydı ve süratleri de düşüktü. Asker Sevkiyatı için donanmanın hem en süratli, hem de top menzili en yüksek gemisi olan "YAVUZ" en iyi seçenekti. Doğu cephesine sevk edilecek askerler Yavuz'un güvertesi üzerinde taşınmak zorunda kalındı.

Dönemin koşullarında askeri birlikler ülkenin her köşesinden gelen farklı memleketlere mensup neferlerden oluşmazdı. Bu durum, ulaştırma kaynaklı bir zorunluluktu. Silah altına alınan her bir nefer, aynı tarihlerde aynı mıntıkadan askere alınan diğer arkadaşları ile birlikte aynı askeri birimin içerisinde yer almış olurdu. Ordu ilinden bir alay kurulsa; bir taburu Fatsa'dan bir taburu Ünye'den gelmiş olurdu. Yine bu nakil vasıtası engellerinden dolayı er seviyesindeki Çanakkale şehitlerimizin büyük çoğunluğu Çanakkale-Tekirdağ-Balıkesir illerindendir. Sarıkamış şehitlerimizin büyük çoğunluğu ise; Ordu-Giresun-Trabzon-Erzurum illerindendir.

İşte bu Türküyü söyleyenlerin de Ordu veya Perşembe iskelelerinde bekleyip, Batı yönündeki Ünye ve Fatsa üzerinden gelmekte olan Yavuz zırhlısının Vona Burnu'nu geçmesini izledikleri anlaşılıyor. Kıyı hattındaki kasabalardan asker toplayarak gelen ve az sonra kendilerini de alarak Doğu'daki Trabzon istikametine devam edecek olan Yavuz'un yaklaşmakta olduğunu görüp sevdikleriyle vedalaşan askerlerin hüzünlü ayrılıklarının hikayesidir bu türkü.

Askerleri alıp meçhule götürdüğü için sitem edilen bir kara gemidir bu halk türküsünün sözlerindeki Yavuz. Şehit olmaya giden bir vatan evladını baba ocağından koparmaktadır belki...
Şan, şeref, haysiyet dolu ağır bir emanet taşır Yavuz.

Yine Yavuz'un taşıdığı en ağır yüklerden biri ise;1938 yılının Kasım ayında Dolmabahçe'den aldığı ve İzmit'e kadar güvertesinde sakladığı, ATA'nın Ayyıldız ile sarılı naaşıdır.


Hızlı Menü:


Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi