Portal Sayfası

Merhaba iyi günler,

Aradığım kelimelerde domain filtreleyip düşeceği tarihleri gösteren tarzda yada günlük TR Düşecek domainleri gösteren sitelerden hangilerini önerirsiniz?

Siyah noktalar (yağlı ciltlerde genellikle burun, alın ve çene bölgelerinde bulunan açık gözeneklerdeki kir ve yağ birikimleri), cilt bakımının önemli bir konusudur. Siyah noktaları temizlemenin etkili yolları vardır. İşte siyah noktaları temizlemenin bazı yöntemleri:

Düzenli Temizlik:
Cildinizi düzenli olarak temizlemek, siyah noktaların oluşumunu önler. Günde en az bir kez hafif bir temizleyici ile cildinizi temizleyin.

Buhar Banyosu:
Buhar, gözenekleri genişleterek siyah noktaların daha kolay temizlenmesine yardımcı olabilir. Sıcak su ile dolu bir kaba başınızı tutun ve yüzünüzü 5-10 dakika boyunca buharın üzerine getirin. Daha sonra nazikçe siyah noktaları temizleyebilirsiniz.

Exfoliant (Peeling):
Haftada bir veya iki kez hafif bir peeling ürünü kullanmak, ölü cilt hücrelerini ve gözenekleri temizleyerek siyah noktaların oluşumunu engelleyebilir.

Karbonat Maskesi:
Karbonat, gözenekleri temizleyerek siyah noktaların azalmasına yardımcı olabilir. Bir çay kaşığı karbonatı birkaç damla su ile karıştırarak bir macun yapın ve yüzünüze uygulayın. Ardından nazikçe masaj yaparak cildinizi temizleyin.

Kil Maskesi:
Bentonit kili veya kömür içeren maskeler, cildi derinlemesine temizleyebilir ve siyah noktaların görünümünü azaltabilir. Haftada bir kez bu tür bir maskeyi kullanmayı deneyin.

Bal ve Limon Maskesi:
Limonun doğal asidik özellikleri ve balın nemlendirici etkisi, cildinizi temizlemeye ve siyah noktaların azalmasına yardımcı olabilir. Bir çay kaşığı bal ile birkaç damla limon suyunu karıştırın ve yüzünüze uygulayın.

Dermatolog Danışmanlığı:
Siyah noktalarla başa çıkamıyorsanız veya cildinizde ciddi sorunlar varsa, bir dermatologdan yardım almak en iyisi olabilir. Profesyonel cilt bakımı ve tedavi seçenekleri ile siyah noktaların temizlenmesine yardımcı olabilirler.

Not: Siyah noktaları temizlerken tırnaklarınızı kullanmaktan kaçının. Tırnaklar, cildi tahriş edebilir ve enfeksiyon riskini artırabilir. Herhangi bir cilt bakım ürününü kullanmadan önce cilt tipinizi göz önünde bulundurun ve alerjik reaksiyon riskini azaltmak için önceden test yapın.

Cilt sağlığı, genel güzellik ve yaşlanma karşıtı bakım, birçok kişinin öncelikli hedefleri arasında yer alır. Doğadan gelen bitkisel çözümler, cildin yenilenmesine yardımcı olan ve doğal güzellik sırlarını barındıran harika seçenekler sunar. Bu makalede, cildi yenileyen bitkileri ve bu bitkilerin cilt bakımına olan katkılarını keşfedeceğiz.

Aloe Vera:
Aloe vera, anti-inflamatuar ve nemlendirici özellikleri ile bilinir. Cildi rahatlatır, nemlendirir ve hücre yenilenmesini destekler. Ayrıca güneş yanıklarına ve cilt tahrişlerine karşı etkilidir.

Lavanta:
Lavanta, cildin yeniden yapılanmasına yardımcı olan antioksidanlar içerir. Ayrıca lavanta yağı, cildi sakinleştirir ve stresle mücadelede etkilidir.

Yeşil Çay:
Yeşil çay, polifenoller açısından zengindir ve antioksidan özellikleri sayesinde cildin yaşlanmasını geciktirir. Aynı zamanda ciltteki iltihapları azaltabilir ve hücre yenilenmesini destekler.

Zeytinyağı:
Zeytinyağı, E vitamini ve antioksidanlar içerir. Cildi nemlendirir, esnekliğini artırır ve serbest radikallerle savaşarak yaşlanma etkilerini azaltır.

Gül Suyu:
Gül suyu, cildi tonlar, nemlendirir ve tahriş olmuş cildi sakinleştirir. Antioksidan özellikleri ile bilinir ve cildin canlılığını artırabilir.

Kakao:
Kakao, antioksidanlar bakımından zengindir ve ciltteki serbest radikallerle mücadele eder. Ayrıca kakaonun içeriğindeki flavonoidler cildin esnekliğini artırabilir.

Kurkuma:
Kurkuma, antienflamatuar ve antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Ciltteki lekelerin azaltılmasına yardımcı olabilir ve iltihaplanmayı önleyebilir.

Argan Yağı:
Argan yağı, E vitamini ve esansiyel yağ asitleri içerir. Cildi besler, nemlendirir ve yaşlanma etkilerine karşı koruma sağlar.

Hindistancevizi Yağı:
Hindistancevizi yağı, cildi nemlendirir ve antioksidan özellikleri ile bilinir. Ayrıca cildin elastikiyetini artırabilir ve kollajen üretimini destekleyebilir.

Papatya:
Papatya, cildi sakinleştirir ve iltihaplanmayı azaltabilir. Papatya çayı veya yağları, cilt hassasiyetini azaltmada etkilidir.

Sonuç:

Cildi yenileyen bitkiler, doğanın sunduğu değerli kaynaklar arasında yer alır. Bu bitkiler, antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından zengindir, cildin sağlığını destekler ve doğal güzellik sırlarını açığa çıkarır. Ancak, her bireyin cilt yapısı farklıdır, bu nedenle yeni bir ürün veya bitki kullanmadan önce cilt tipinizi göz önünde bulundurmalısınız.

Dişlerimizi günlük olarak fırçalamak, ağız sağlığını korumak, diş çürüklerini önlemek, diş eti hastalıklarını engellemek ve genel olarak ağız hijyenini sürdürmek için önemlidir. İşte diş fırçalamanın nedenleri:

Diş Çürüklerini Önlemek:
Diş fırçalama, diş yüzeylerinde biriken bakteri plağını temizleyerek diş çürüklerini önler. Bakteri plağı, yiyecek artıkları ve bakterilerin birleşimi sonucunda oluşan ince bir tabakadır. Eğer bu plak temizlenmezse, zamanla diş çürükleri oluşabilir.

Diş Taşı Oluşumunu Azaltmak:
Diş fırçalama, diş taşı oluşumunu önler. Diş taşı, mineralize olmuş plakların diş yüzeyine yapışması sonucunda oluşan sert bir birikimdir. Diş taşı, diş eti problemlerine ve diş eti çekilmelerine neden olabilir.

Diş Eti Hastalıklarını Önlemek:
Diş fırçalama, diş eti hastalıklarını engeller. Bakteri plağının diş eti çizgisinde birikmesi, diş eti iltihabına (gingivit) ve daha ileri aşamada diş eti çekilmelerine yol açabilir. Diş fırçalama bu tür diş eti problemlerini azaltır.

Ağız Kokusunu Önlemek:
Diş fırçalama, ağız kokusunu önler. Ağız içinde biriken bakteri plağı, kötü koku oluşumuna neden olabilir. Diş fırçalama bu bakteri plağını temizler ve ağız kokusunu engeller.

Genel Ağız Hijyenini Sağlamak:
Diş fırçalama, genel ağız hijyenini sürdürmek için önemlidir. Ağız hijyenine dikkat edilmediğinde diş ve diş eti problemleri ortaya çıkabilir, bu da genel sağlık üzerinde etki edebilir.

Kozmetik Etki:
Düzenli diş fırçalama, dişlerin daha beyaz görünmesine ve ağız sağlığına özen gösteren bir görüntü oluşturmasına yardımcı olur.

Diş ve Diş Eti Hassasiyetini Azaltmak:
Diş fırçalama, dişlerin ve diş etlerinin hassasiyetini azaltabilir. Düzenli temizlik, diş minesini korur ve hassasiyeti engeller.

Düzenli diş fırçalama, diş hekimi kontrolleri ve diş ipi kullanımı gibi alışkanlıklar, ağız sağlığını korumak için önemlidir. Bu uygulamalar, diş çürükleri, diş eti hastalıkları ve diğer ağız sorunlarının önlenmesine yardımcı olur.

Güzellik ve bakım endüstrisinde doğal ürünlere olan talep arttıkça, birçok insan kimyasal içerikli ürünler yerine doğal çözümleri tercih etmektedir. Karınca yağı ve yumurta gibi doğal malzemeler, tüy dökücü olarak kullanılabilir. Bu makalede, karınca yağı ve yumurta karışımının doğal tüy dökücü olarak nasıl kullanılabileceğini ve bu karışımın potansiyel faydalarını keşfedeceğiz.

Karınca Yağı Nedir?

Karınca yağı, karınca larvalarının yumurtalarından elde edilen bir yağ türüdür. Antioksidanlar, vitaminler ve mineraller içerir. Cilt üzerinde nemlendirici ve besleyici özellikleriyle bilinir.

Yumurta ve Tüy Dökme İlişkisi:

Yumurta beyazı, ciltteki ölü hücreleri temizleyebilir ve cildi sıkılaştırabilir. Yumurta akı, aynı zamanda cilt üzerindeki fazla yağı absorbe edebilir. Bu özellikler, yumurtanın tüy dökücü karışımlarda kullanılmasını teşvik eder.

Karınca Yağı ve Yumurta Karışımının Hazırlanması:

Malzemeler:

1 adet yumurta (sadece beyazı)
1 tatlı kaşığı karınca yağı
Hazırlık:

Yumurtanın beyazını bir kaba ayırın.
Karınca yağını yumurta beyazına ekleyin.
İki malzemeyi homojen bir karışım elde edene kadar iyice karıştırın.
Uygulama:

Temizlenmiş cilde, özellikle tüylerin yoğun olduğu bölgelere karışımı uygulayın.
Karışımı cilde nazikçe masaj yaparak yayın.
Uygulama bölgesini bir streç film veya pamuklu bir bezle örtün ve 15-20 dakika bekletin.
Sonrasında ılık suyla yıkayın ve cildi nazikçe kurulayın.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

a. Alerji Durumları:

Karınca yağı ve yumurta karışımına karşı alerjiniz olup olmadığını kontrol etmek için küçük bir cilt testi yapmak önemlidir.

b. Hassas Ciltler:

Hassas cilde sahip olanlar, bu karışımı kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdır.

c. Düzenli Kullanım:

Düzenli ve uzun vadeli sonuçlar için karışımın belirli bir periyot içinde düzenli olarak kullanılması önemlidir.

Sonuç:

Karınca yağı ve yumurta karışımı, doğal içerikleri ile tüy dökücü olarak kullanılabilir. Ancak, herkesin cilt tipi farklıdır, bu nedenle herkesin cilt reaksiyonları farklılık gösterebilir. Doğal ürünlerle ilgili herhangi bir belirgin alerji veya cilt reaksiyonu durumunda, kullanımı derhal durdurmalı ve bir uzmana başvurmalısınız.

İstenmeyen tüylerle başa çıkmak, hem kadınlar hem de erkekler için yaygın bir güzellik endişesidir. Kimyasal içerikli ürünlerin cilde zarar verebileceği düşüncesiyle, birçok kişi doğal çözümlere yönelmektedir. Bu makalede, hamamotu kullanarak istenmeyen tüylerden kurtulmanın doğal ve etkili bir yolunu keşfedeceğiz.

Hamamotu Nedir?

Hamamotu (Mentha spp.), nane ailesine ait bir bitki türüdür. Genellikle tıbbi ve kozmetik amaçlar için kullanılan bu bitki, içerdiği uçucu yağlar ve anti-enflamatuar özellikleri ile bilinir.

Hamamotunun İstenmeyen Tüyler Üzerindeki Etkisi:

a. Anti-İnflamatuar Özellikler:

Hamamotu, cildi sakinleştirici ve anti-enflamatuar etkileriyle bilinir. Bu özellikleri, ciltteki tahrişi azaltarak tüy alma işleminden sonra ortaya çıkabilecek kızarıklık ve hassasiyeti azaltabilir.

b. Uçucu Yağlar:

Hamamotu uçucu yağları, cildi nemlendirerek ve besleyerek cildin sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, bu yağlar ciltteki tüyleri yumuşatma ve çıkarmayı kolaylaştırma konusunda etkili olabilir.

Hamamotu ile İstenmeyen Tüylerden Kurtulma Yöntemleri:

a. Hamamotu Yağı:

Bir taşıyıcı yağ ile karıştırılmış hamamotu yağı, cilde masaj yaparak uygulanabilir. Bu, tüyleri zayıflatarak çıkarmayı kolaylaştırabilir.

b. Hamamotu Suyu:

Hamamotu suyu, cildi temizleyebilir ve tüylerin çıkmasını kolaylaştırabilir. Pamuklu bir bez veya top kullanarak uygulama yapılabilir.

c. Doğal Peeling:

Hamamotu ile yapılan doğal peeling karışımları, cildin ölü hücrelerden arınmasına ve tüylerin çıkmasına yardımcı olabilir. Yulaf ezmesi, hamamotu yağı ve yoğurt gibi malzemelerle yapılabilir.

Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

a. Alerji Kontrolü:

Hamamotuna karşı alerjiniz varsa veya cildiniz hassassa, önceden küçük bir bölgede test yapmak önemlidir.

b. Göz ve Hassas Alanlardan Uzak Durma:

Hamamotu içeren karışımları göz ve hassas cilt bölgelerine uygulamaktan kaçınılmalıdır.

c. Hamamotu Esansiyel Yağları:

Hamamotu esansiyel yağları oldukça konsantre olduğundan, kullanımdan önce bir taşıyıcı yağ ile seyreltilmelidir.

Sonuç:

Hamamotu, doğal özellikleri ile cildi rahatlatma ve tüy alma sürecini kolaylaştırma konusunda etkili bir seçenek olabilir. Ancak, her cilt tipi farklıdır, bu nedenle herkesin cilt reaksiyonları farklılık gösterebilir. Hamamotu kullanmadan önce, özellikle alerji durumları göz önünde bulundurularak dikkatli bir şekilde test yapılmalıdır.

Dört büyük kitap, İslam inancına göre kutsal kabul edilen dört temel kitaptır. Bu kitaplar, İslam'ın temel öğretilerini içerir ve peygamberler aracılığıyla Allah tarafından insanlığa iletilmiştir. İslam'ın kutsal kitapları şunlardır:

Tevrat (Taurat):

Peygamber: Hz. Musa (Moses)
Önemi: Tevrat, Yahudilik ve Hristiyanlık inançlarında da kutsal kabul edilen bir kitaptır. İslam'a göre, Allah tarafından Hz. Musa'ya verilen Tevrat, İsrailoğulları'na rehberlik etmek ve onlara ahlaki prensipleri öğretmek amacıyla gönderilmiştir.
Zebur:

Peygamber: Hz. Davud (David)
Önemi: Zebur, İslam inancına göre Allah tarafından Hz. Davud'a verilen kutsal bir kitaptır. Şiilik inanışına göre, Zebur, Allah'ın Hz. Ali'ye öğrettiklerini de içerir. Zebur, özellikle dualar, ilahiler ve ahlaki öğütler içerir.
İncil (İnjil):

Peygamber: Hz. İsa (Jesus)
Önemi: İncil, Hristiyanlık inançlarında kutsal kabul edilen bir kitaptır ve İsa'nın hayatı, öğretileri, ölümü ve dirilişi hakkında bilgiler içerir. İslam'a göre, İncil de Allah tarafından gönderilmiş bir kitaptır, ancak zamanla değiştirilmiş ve bozulmuştur. İslam, İncil'deki özgün öğretileri doğrular ancak onun güncel versiyonlarına tam olarak inanmaz.
Kur'an:

Peygamber: Hz. Muhammed (Muhammad)
Önemi: Kur'an, İslam'ın kutsal kitabıdır ve Allah tarafından Hz. Muhammed'e vahiy yoluyla iletilmiştir. Kur'an, İslam'ın temel öğretilerini, ahlaki prensipleri, ibadet yönergelerini ve insan hayatını düzenleyen hükümleri içerir. Kur'an, İslam'ın en temel referans kaynağı olarak kabul edilir ve Arapça olarak indirildiği dilde orijinal formunu korur.
Bu dört büyük kitap, İslam'ın temel öğretilerini oluşturur ve Müslümanlar tarafından kutsal kabul edilir. Her biri kendi zamanında belirli bir topluluğa gönderilmiş olmasına rağmen, Müslümanlar inançlarında bu kitapların tamamını kabul ederler.

Takvimlerin Tarihçesi: Zamanın İzinde Yolculuk

Giriş:

İnsanoğlu, varoluşunun ilk anlarından itibaren, zamanı ölçmek ve organize etmek için çeşitli sistemler geliştirmiştir. Bu sistemlerden biri olan takvim, günümüzde hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Takvimlerin tarihçesi, insanlığın zamanla olan ilişkisini ve zamanı düzenleme çabalarını gözler önüne sermektedir.

Güneş ve Ay: İlk Zaman Ölçme Araçları:

İlk takvim denemeleri, gökyüzündeki gözlemlere dayanıyordu. Güneşin yılı, ayın ayları ve mevsimlerin dönüşleri, tarım ve göçebe yaşam tarzları için temel zaman ölçülerini oluşturdu. Antik uygarlıklar, gökyüzündeki hareketleri takip ederek zamanı ölçmek için taş halkalar ve tapınaklar inşa ettiler.

Mısır Takvimi: Güneşin İzini Sürmek:

Mısır, güneşin yıllık hareketlerine dayalı olarak kendi takvimini geliştiren ilk uygarlıklardan biriydi. Mısır takvimi, Nil Nehri'nin su seviyesini izlemek amacıyla tarım faaliyetlerini organize etmek için kullanılıyordu. Bu takvim, günümüzde kullanılan 365 günlük takvimin temelini atmıştır.

Romalılar ve Güneş Takvimi: Julian Takvimi:

Roma İmparatorluğu döneminde, Julius Caesar, güneş yılına dayalı bir takvim olan Julian Takvimi'ni tanıttı. Bu takvim, günümüzde bile hala kullanılan 365 gün ve bir gün eklenerek oluşturulan bir yıl sistemine dayanmaktadır. Julian Takvimi, güneş yılına daha yakın bir uyumu temsil etti.

İslam Takvimi ve Ayın Seyri:

İslam dünyasında, ayın hareketine dayalı olarak kullanılan Hicri Takvim öne çıkar. İslam'ın kutsal ayı olan Ramazan'ın başlangıcını belirlemek için kullanılan bu takvim, gökyüzündeki ayın evrelerine dayalı olarak hesaplanır.

Gregoryen Takvimi: Modern Zamanın Yansıması:

Gregoryen Takvimi, günümüzde yaygın olarak kullanılan takvim sistemidir. Papa XIII. Gregory tarafından 1582 yılında, Julian Takvimi'ndeki güneş yılındaki küçük hataları düzeltmek amacıyla tanıtılmıştır. Gregoryen Takvimi, 365 gün, 5 saat, 49 dakika ve 12 saniyelik bir yılı temsil eder ve şu anda dünya genelinde resmi takvim olarak kabul edilmektedir.

Sonuç:

Takvimlerin tarihçesi, insanlığın zamanı ölçme ve düzenleme çabalarının bir yansımasıdır. İlk basit gözlemlerden, astronomik hesaplamalara kadar evrimleşen takvimler, kültürler arası etkileşimle şekillenmiş ve zamanın akışını daha anlamılır kılmıştır. Günümüzdeki modern takvimler, geçmişten gelen bu zengin mirası taşır ve insanların günlük yaşamlarını düzenlemelerine yardımcı olur.

BİOENERJİ NEDİR?
Bio-Enerji İngilizce bir kelime.Türkçesi “yaşama dönük sağlık ve canlılık akımı”dır. Kozmik bir enerjidir.
Bilimsel bir konudur.

İnsandaki ve canlılardaki bioenerjik hayat akımı ve enerji bedenleri artık bilimsel olarak özel termal kameralarla ve kirlian fotografçılığı ile çekilebilmekte ve ölçülebilmektedir.

Bioenerji, frekanslar ve enerjetik dalgalar halinde devamlı olarak dalgalar halinde kainata akan bir hayat akımıdır.

Kainatın ve onun içinde yer alan tüm unsurların hayat hareketlerine devam etmesi buna bağlıdır.
Bir atomun elektronlarının çekirdek etrafındaki yörüngelerinde hareketleri de buna bağlıdır.

Enerji uygulaması bütün kapalı ve tıkalı damarları açmayı sağlayan ve çaresi bulunamayan rahatsızlıkları bile iyileştiren içsel enerjidir.

Enerji şifası insan vücudunda bulunan tüm hücreleri canlandırarak daha aktif bir duruma gelmesi için yapılan bir uygulama olmakla beraber insanı ruhsal ve fiziksel olarak güçlendirmektedir.

Bio Enerji uygulaması ile mevcut rahatsızlıklar giderilebilir.Üstelik oluşabilecek rahatsızlıklardan korunma sağlanabilmektedir.

Daha sağlıklı, daha huzurlu ve dengeli bir hayat için bioenerji tıbbının önemi büyüktür.

kaynak: www.bioenerjiterapisi.com

BEYAZ IŞIK İLE KORUNMA

Bir çok korunma yöntemi var.
Beyaz Işığın kullanılması da güçlü bir korunma yöntemidir.

Öncelikle korunmaya niyet edeceksiniz...
Bu korunma isteğinizi sesli bir şekilde yapınız.
Aynı zamanda işin içine imgelemeyi de katmalısınız..

Sadece sözcüklere dayanmayın,bu korumayı görüntüyle de güçlendirin.

Çünkü düşüncenizle,söylenen sözcüklerle yaratmaya başlarsınız,eğer istediğiniz şeyi gözünüzde canlandırırsanız bu çok daha etkili bir yaratım olur...

Kendinizi,ailenizi,çocuğunuzu hatta bulunduğunuz tüm binayı ya da o an korumaya almak istediğiniz yeri,alanı beyaz enerjiden oluşan bir piramitle kuşatılmış olarak görün.
Her şeyi beyaz ışığın koruması içine alın..

Tüm negatif ,karanlık enerjilerin beyaz ışığa dönüşmesini isteyin..

Beyaz ışığın bu piramidi sardığını ve piramidin içinin beyaz ışıkla dolduğunu imgeleyin...
İçerdeki tüm negatif enerjiler karanlık olarak imgeleneblir..
Işığın karanlığı aydınlattığını beyaz ışığa dönüştürdüğünü görün...

Bu piramide yaklaşan yıkıcı ,negatif, karanık enerjiler yapıcı enerjilere beyaz ışığa dönüşecektir.
Piramidin içindeki negatif enerjiler ise bu beyaz ışıkla yıkanacak ve uyumlu pozitif enerjilere beyaz ışığa dönüşecektir...

Enerji yok edilemez ama olumsuzdan olumluya dönüştürülebilir..
Ve herkes bu beyaz ışık enerjisini yaratma yeteneğine sahiptir..
İsteyen herkes bu beyaz ışık piramidini yaratıp kendini onunla kuşatabilir..
Sadece inanmak ve istemek yeterlidir..

(Bu imgelemeyi bir grupla birlikte yapar, bu piramidi birlikte yaratırsanız enerjiler daha güçlü hale gelir...)


Sevgiyle...Aşkla...
Işık Olsun..
Şule

Alıntı.
https://www.sifayolum.com/?pnum=144&pt=B...%2FKORUNMA