Portal Sayfası

Domain satışı, zaman zaman oldukça kazançlı bir iş olabilir. Doğru domain seçildiğinde, birkaç katı fiyatına satılabilir. Domain satarken yüksek kazanç elde etmek için dikkat edilmesi gereken bazı ipuçları şunlardır:

• Değerli Domain Seçimi: Kısa, akılda kalıcı ve sektöre yönelik domainler genellikle daha değerli olur. Ayrıca, popüler anahtar kelimeler içeren domainler de daha yüksek fiyatlarla satılabilir.
  
• Domain Alım-Satım Platformları: Domain satışı yapabileceğiniz platformlar (Flippa, Sedo, GoDaddy Auctions gibi) kullanarak domainlerinizi daha geniş bir kitleye tanıtabilirsiniz.
  
• Zamanlama: Domain satışında doğru zamanlama oldukça önemlidir. Domainlerinizi popüler bir sektör ya da olayla ilişkili olduğunda satmak daha kazançlı olabilir.
  

Yeni bir web sitesi kurmaya başlamak isteyenler için doğru domain seçimi oldukça önemli bir adımdır. Domain adı, web sitenizin kimliğini ve markasını yansıtır. İşte yeni başlayanlar için domain alırken dikkate alınması gereken 7 önemli ipucu:

• Kısa ve Akılda Kalıcı Domainler Seçin: Domain adı kısa ve akılda kalıcı olmalıdır. Uzun ve karmaşık domainler, kullanıcıların hatırlamasını zorlaştırır.
  
• Anahtar Kelimeler Kullanın: SEO açısından faydalı olması için domain isminizde sektörünüzle ilgili anahtar kelimeler bulundurun.
  
• Popüler Uzantıları Tercih Edin: .com uzantısı en yaygın ve güvenilir uzantıdır. Yeni başlayanlar için .com, .net gibi popüler uzantıları seçmek avantajlı olabilir.
  
• Telif Haklarına Dikkat Edin: Seçtiğiniz domain isminin başka bir marka tarafından kullanılmadığından emin olun. Telif hakları sorunlarıyla karşılaşmamak için dikkatli olmalısınız.
  
• Bölgesel Uzantıları Düşünün: Eğer yerel bir iş yapıyorsanız, ülkenize özgü domain uzantılarını tercih edebilirsiniz. Örneğin, .tr uzantısı Türkiye'deki işletmeler için uygundur.
  
• Domaini Uzun Süre İçin Alın: Domaini birkaç yıl için alarak, sürekliliği sağlayabilir ve fiyat artışlarından kaçınabilirsiniz.
  
• Domaini Yenileme İhtiyacını Planlayın: Domaininizi zamanında yenileyin. Unutmak, domainin kaybolmasına yol açabilir.
  

Domain transferi, bir domaini mevcut sağlayıcısından başka bir firmaya taşıma işlemidir. Bu işlem sırasında dikkat edilmesi gereken birkaç önemli adım bulunmaktadır:

• Transfer Süreci: Domain transferi genellikle birkaç gün sürebilir. Kullanıcılar, domain transferi için genellikle transfer kodu alır ve bu kodu yeni sağlayıcıya ileterek transfer işlemini başlatırlar. Transfer süreci boyunca, eski firmadan herhangi bir engellemeyle karşılaşmamak için tüm bilgilerin güncel olması gerekmektedir.
  
• Transfer İndirimleri: Birçok domain sağlayıcı, domain transferine özel büyük indirimler sunar. Kullanıcılar, farklı sağlayıcılara transfer yaparak bu indirimlerden yararlanabilir.
  
• Destek ve Müşteri Hizmetleri: Domain transferi sırasında yaşanabilecek sorunlara hızlı bir çözüm sunabilen firmalar, kullanıcılar için büyük bir avantaj sağlar. Transfer işlemi sırasında meydana gelen aksaklıklar, doğru müşteri desteği ile çözülebilir.
  

Domain yenileme işlemi, domain alımından sonra web sitesi sahiplerinin en fazla karşılaştığı süreçlerden biridir. Domain yenileme fiyatları, satın alma fiyatlarından farklı olabilir ve bazı firmalar yüksek yenileme ücretleri talep edebilir. Bununla birlikte, birçok domain sağlayıcısı, kullanıcıları çekebilmek için yenileme fiyatlarında indirimler ve kampanyalar sunmaktadır.

• Erken Yenileme İndirimleri: Birçok domain firması, domaini erken yenileyen kullanıcılara indirimli fiyatlar sunar. Erken yenileme, hem fiyat avantajı sağlar hem de domainin kaybolma riskini ortadan kaldırır.
  
• Yıl Sonu Kampanyaları: Çoğu firma, yıl sonunda veya özel günlerde (örneğin, Black Friday) domain yenileme hizmetleri için büyük indirimler sunar.
  
• Paket İndirimleri: Bazı firmalar, domain yenileme ile birlikte ek hizmetler (web hosting, SSL sertifikası vb.) için paket indirimleri sunar.
  

2024 yılı itibarıyla en iyi domain satın alma firmalarını seçmek, doğru firmayı bulmak için oldukça önemlidir. Domain sağlayıcıları, sundukları fiyatlar, müşteri hizmetleri ve ekstra hizmetlerle farklılık gösterir. 2024’te öne çıkan domain firmalarını şu şekilde inceleyebiliriz:

• GoDaddy: Dünya çapında en büyük domain sağlayıcılarından biri olan GoDaddy, geniş domain seçenekleri, kullanıcı dostu arayüzü ve güçlü müşteri desteği ile tanınır. Ayrıca, GoDaddy, yeni domain alımlarında zaman zaman büyük indirimler sunmaktadır.
  
• Namecheap: Uygun fiyatlı domain kayıtları ve kullanıcı dostu paneli ile bilinen Namecheap, SSL sertifikaları ve hosting hizmetleri de sunar. Yıllık kampanyalarla, domain fiyatlarını oldukça cazip hale getirebilir.
  
• Bluehost: Web hosting hizmetleri ile tanınan Bluehost, kullanıcılarına ücretsiz domain adı ve hosting hizmeti sunar. Web sitesi kurmak isteyenler için mükemmel bir seçenek olabilir.
  
• Hostinger: Hem uygun fiyatlı hem de güvenilir bir domain sağlayıcısı olan Hostinger, özellikle küçük işletmeler ve kişisel projeler için idealdir. Müşteri desteği ve hızlı işlem yapma imkanı sunar.
  

Domain adı seçimi, bir web sitesinin başarısında kritik bir rol oynar. Doğru domain, hem kullanıcılar hem de arama motorları için önemlidir. Bu nedenle domain adı seçerken dikkate alınması gereken birkaç faktör vardır:

• Kısa ve Akılda Kalıcı Olmalı: Domain adı ne kadar kısa ve akılda kalıcı olursa, kullanıcılar tarafından hatırlanması o kadar kolay olur. Uzun domainler, hem kullanıcıların hatırlamasını zorlaştırır hem de yazarken hata yapmalarına neden olabilir.
  
• SEO Dostu Olmalı: Domain adı, hedef kitlenizi ve işinizi yansıtan anahtar kelimeler içermelidir. Bu, SEO açısından önemli bir faktördür. Google ve diğer arama motorları, anahtar kelimeleri içeren domainleri daha fazla tercih eder.
  
• Uzantı Seçimi: Domain uzantısı (.com, .net, .org vb.) de önemlidir. .com uzantısı en yaygın ve güvenilir olanıdır, ancak bazı durumlarda diğer uzantılar (örneğin, .tech, .io) da ilgi çekici olabilir.
  

Sunucu izleme ve performans yönetimi, bir sunucunun sağlıklı ve verimli çalışmasını sağlamak için uygulanan süreçlerdir. Sunucular, ağ üzerindeki kritik hizmetleri sağlayan önemli altyapılardır, bu nedenle performans sorunları ve arızalar hızla tespit edilip giderilmelidir. Bu makalede, sunucu izleme araçları, izleme süreci ve performans yönetimi stratejileri hakkında kapsamlı bilgiler verilecektir.

• CPU Kullanımı: İşlemcinin ne kadar yoğun çalıştığını gösterir.
  
• Bellek Kullanımı: Sunucunun RAM kaynaklarının ne kadar kullanıldığını izler.
  
• Disk Alanı ve Gelişimi: Depolama birimlerinin kullanım oranlarını ve kapasite sınırlarını takip eder.
  
• Ağ Trafiği: Sunucunun ağ üzerinden aldığı ve gönderdiği veriyi takip eder.
  
• Uygulama Performansı: Sunucu üzerinde çalışan yazılım ve hizmetlerin durumunu izler.
  

1. Nagios:
   • Açıklama: Nagios, ağ ve sistem izleme alanında yaygın kullanılan açık kaynaklı bir yazılımdır. Sunucuların donanım ve yazılım bileşenlerini sürekli izler ve sistem arızalarını bildirir.
     
   • Özellikler:
     • Anlamlı uyarılar.
       
     • Genişletilebilir eklentiler.
       
     • Uzaktan izleme desteği.
       
2. Zabbix:
   • Açıklama: Zabbix, ağlar, sunucular ve uygulamalar için gelişmiş izleme ve raporlama sağlayan bir açık kaynaklı yazılımdır. Zabbix, kullanımı kolay arayüzü ve güçlü raporlama özellikleri ile dikkat çeker.
     
   • Özellikler:
     • Gerçek zamanlı izleme.
       
     • Özelleştirilebilir alarm sistemleri.
       
     • Web tabanlı arayüz.
       
3. Prometheus:
   • Açıklama: Prometheus, özellikle bulut tabanlı uygulamalar için geliştirilmiş bir izleme aracıdır. Veritabanı, ağ ve sunucu izleme işlemlerini merkezi bir şekilde yapar.
     
   • Özellikler:
     • Veri toplama ve sorgulama motoru.
       
     • Metrik bazlı uyarılar.
       
     • Alarm ve bildirim özellikleri.
       
4. New Relic:
   • Açıklama: New Relic, sunucu performansının yanı sıra, uygulama düzeyinde izleme sağlar. Web uygulamalarının performansını analiz etmek için sıklıkla tercih edilir.
     
   • Özellikler:
     • Gerçek zamanlı performans izleme.
       
     • Uygulama izleme.
       
     • Kullanıcı dostu grafikler ve raporlar.
       
5. Datadog:
   • Açıklama: Datadog, bulut tabanlı bir izleme platformudur. Sunucu, ağ, uygulama ve veritabanı performansını entegre bir şekilde izler.
     
   • Özellikler:
     • Sunucu ve uygulama izleme.
       
     • Metrik, günlük ve izleme verilerini birleştiren panolar.
       
     • Hızlı uyarı sistemleri.
       

1. Kaynak Yönetimi:
   • CPU: Sunucuların işlemci kullanımını izlemek, aşırı CPU kullanımını tespit etmek ve dengelemek gerekir. Aşırı CPU kullanımı, uygulama performansını düşürebilir.
     
   • Bellek (RAM): Sunucu belleği izlenmeli, yetersiz bellek kullanımı, bellek sızıntıları ve yavaşlama sorunları tespit edilmelidir. Gereksiz uygulamalar ve işlemler sonlandırılarak bellek optimizasyonu yapılabilir.
     
   • Disk Yönetimi: Disk alanı dolduğunda sunucu performansı ciddi şekilde etkilenir. Sunucuların depolama alanlarını düzenli olarak kontrol etmek ve gereksiz dosyaları temizlemek önemlidir.
     
2. Uygulama ve Servis Optimizasyonu:
   • Sunucularda çalışan uygulama ve servislerin her biri belirli bir kaynak kullanır. Aşırı kaynak tüketen servislerin optimize edilmesi gerekir. Gereksiz servislerin devre dışı bırakılması, performans iyileştirmelerine katkı sağlar.
     
3. Yük Dengeleme:
   • Sunucunun aşırı yük altında kalmasını önlemek için yük dengeleme stratejileri uygulanabilir. Yük dengeleme, trafiği birden fazla sunucuya dağıtarak her bir sunucunun üzerindeki yükü dengeler ve sistemin genel performansını artırır.
     
4. Veri Yedekleme ve Felaket Kurtarma:
   • Sunucuların düzenli olarak yedeklenmesi, veri kaybı riskini azaltır. Ayrıca, felaket durumunda (donanım arızası, ağ kesintisi vb.) verilerin hızlıca kurtarılması için felaket kurtarma planları oluşturulmalıdır.
     
5. Sistem Güncellemeleri ve Optimizasyon:
   • Sunucu yazılımlarının, işletim sistemlerinin ve uygulamalarının güncel tutulması, performansın artmasına ve güvenlik açıklarının kapatılmasına yardımcı olur. Düzenli olarak sistem bakım işlemleri yapılmalıdır.
     

1. Otomatik İzleme ve Uyarı Sistemleri:
   • İzleme araçları, sunucularda tespit edilen anormallikler hakkında otomatik uyarılar göndererek yöneticilerin hızla müdahale etmesini sağlar. Bu uyarılar, kritik sorunların anında tespit edilmesini ve giderilmesini sağlar.
     
2. Raporlama ve Analiz:
   • Sunucu performansı hakkında düzenli raporlar oluşturulmalıdır. Bu raporlar, performans eğilimlerini ve potansiyel sorunları belirlemeye yardımcı olur.
     
3. Kapalı Döngü Geri Bildirim ve Sürekli İyileştirme:
   • Sunucu izleme ve performans yönetimi, sürekli bir iyileştirme döngüsü gerektirir. Sunucu performansı sürekli izlenmeli, elde edilen veriler ışığında gerekli optimizasyonlar yapılmalıdır.
     

Sunucu güvenliği, bir ağ ortamında veya internet üzerinde bulunan sunucuların saldırılara, veri sızıntılarına, kötü amaçlı yazılımlara ve diğer güvenlik tehditlerine karşı korunması anlamına gelir. Sunucular, genellikle hassas verileri barındırdığından, doğru güvenlik önlemleri almak son derece önemlidir. Bu makalede, sunucu güvenliği, saldırılara karşı alınacak önlemler ve saldırı tespit sistemleri (IDS) hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır.

1. Güçlü Parola Kullanımı:
   • Sunucu erişiminde kullanılan parolalar, karmaşık ve tahmin edilmesi zor olmalıdır. Her kullanıcı için farklı parolalar kullanmak, güvenliği artırır.
     
   • Önerilen Yöntemler:
     • Parolalarda büyük ve küçük harf, rakamlar ve özel karakterler kullanmak.
       
     • Parolaları düzenli olarak değiştirmek.
       
     • İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kullanmak.
       
2. Güncellemeler ve Yama Yönetimi:
   • Sunucu işletim sistemi ve yazılımlarındaki güvenlik açıkları, düzenli olarak yayımlanan güncellemelerle giderilmelidir. Güncel olmayan yazılımlar, saldırganlar tarafından kolayca hedef alınabilir.
     
   • Yama Yönetimi Stratejisi:
     • Otomatik güncellemeleri aktif hale getirmek.
       
     • Güvenlik açıkları için düzenli taramalar yapmak.
       
3. Firewall (Güvenlik Duvarı) Kullanımı:
   • Sunucu güvenliğinin temeli, etkili bir güvenlik duvarı (firewall) kullanmaktır. Güvenlik duvarları, gelen ve giden trafiği denetleyerek yalnızca yetkilendirilmiş bağlantılara izin verir.
     
   • Firewall Yöntemleri:
     • Sunucuya sadece gerekli portlardan gelen trafiği kabul etmek.
       
     • İç ve dış ağlar için ayrı firewall kuralları oluşturmak.
       
4. SSH (Secure Shell) Erişimi:
   • Sunucuya uzak bağlantı kurmak için SSH protokolü kullanılmalıdır. Telnet gibi eski protokoller güvenlik açısından zayıftır.
     
   • SSH Güvenliği:
     • SSH anahtar tabanlı kimlik doğrulama kullanmak.
       
     • SSH üzerinden root kullanıcı erişimini devre dışı bırakmak.
       
5. Erişim Kontrolleri ve Yetkilendirme:
   • Sunucuya kimlerin erişebileceği belirli kurallara dayalı olmalıdır. Sadece gerekli kullanıcıların erişim izni olmalı ve her kullanıcının sadece gerekli verilere erişebilmesi sağlanmalıdır.
     
   • Erişim Kontrol Listeleri (ACL):
     • Kullanıcı yetkilerini minimize etmek.
       
     • Farklı erişim seviyeleri (yönetici, kullanıcı vb.) tanımlamak.
       
6. Veri Şifreleme:
   • Sunucu üzerindeki veriler şifrelenmelidir. Özellikle veritabanları, hassas kişisel bilgiler ve finansal veriler gibi önemli veriler güvenli şifreleme algoritmaları ile korunmalıdır.
     
   • Şifreleme Yöntemleri:
     • AES (Advanced Encryption Standard) gibi güçlü şifreleme protokolleri kullanmak.
       
     • Veri aktarımı sırasında SSL/TLS kullanarak verilerin şifrelenmesini sağlamak.
       

• IDS Çalışma Prensibi:
  • Anomali Tabanlı Tespit (Anomaly-Based Detection): Normal ağ trafiği profilleri oluşturulur ve anormal davranışlar (örneğin, aşırı trafik, tanınmayan protokoller) tespit edilir.
    
  • İmzalı Tespit (Signature-Based Detection): Önceden bilinen saldırıların izleri (imzalar) arandıktan sonra bu saldırılar tespit edilir.
    
  • Hibrid Tespit (Hybrid Detection): Anomali ve imza tabanlı tespitlerin kombinasyonu ile saldırı tespiti yapılır.
    

1. Ağ Tabanlı IDS (NIDS):
   • Ağ trafiğini izleyerek, ağdaki saldırıları tespit eder. NIDS, özellikle ağ üzerinde dolaşan verilerin izlenmesi için kullanılır.
     
   • Örnek Araçlar:
     • Snort
       
     • Suricata
       
2. Host Tabanlı IDS (HIDS):
   • Sunucu üzerindeki etkinlikleri izler. HIDS, sunucu üzerinde yapılan her türlü değişikliği, dosya erişimini, log kayıtlarını vb. takip eder.
     
   • Örnek Araçlar:
     • OSSEC
       
     • AIDE
       

• Entegrasyon Adımları:
  
  1. IDS tarafından tespit edilen tehditler, güvenlik duvarı ile otomatik olarak bloke edilebilir.
     
  2. IDS, saldırılar hakkında gerçek zamanlı bildirimler göndererek, güvenlik ekiplerinin hızlıca müdahale etmesini sağlar.
     
  3. IDS, sunucu üzerindeki önemli güvenlik açıklarını tespit ettikten sonra, yamaların uygulanması gerektiği konusunda uyarılar verebilir.
     

Sunucu sanallaştırma, fiziksel sunucuların birden fazla sanal sunucuya dönüştürülmesi işlemidir. Bu teknoloji, donanım kaynaklarını daha verimli kullanmanızı sağlar ve sunucuların yönetimini kolaylaştırır. Ayrıca, sanallaştırma ile donanım bağımsızlığı sağlanabilir, iş yükleri daha esnek hale gelir ve işletme maliyetleri azaltılabilir. Bu makalede, sunucu sanallaştırmanın avantajları, sanallaştırma türleri ve performans iyileştirme stratejileri üzerinde durulacaktır.

• Temel Bileşenler:
  • Hypervisor (Varlık Yöneticisi): Sanal makineleri yöneten yazılımdır. İki türü vardır:
    
    1. Tip 1 (Bare-Metal) Hypervisor: Doğrudan donanım üzerinde çalışan hypervisor türüdür. VMware ESXi, Microsoft Hyper-V gibi örnekleri vardır.
       
    2. Tip 2 (Hosted) Hypervisor: İşletim sistemi üzerinde çalışan hypervisor türüdür. Oracle VirtualBox, VMware Workstation gibi örnekleri vardır.
       
  • Sanal Makineler (VM): Her sanal sunucu, sanal bir makinadır. Her VM kendi işletim sistemi ve uygulamalarıyla izole bir ortamda çalışır.
    

1. Kaynak Verimliliği:
   • Sunucu sanallaştırma, fiziksel sunucuların kaynaklarını daha verimli kullanmanıza olanak tanır. Birden fazla sanal sunucu, tek bir fiziksel sunucunun kaynaklarını (CPU, RAM, disk alanı) paylaşır. Bu, donanım maliyetlerini azaltır.
     
2. Esneklik ve Taşınabilirlik:
   • Sanal makineler, donanım bağımsızdır. Yani, sanal sunucularınızı farklı fiziksel makinelerde çalıştırabilirsiniz. Bu, sunucu taşıma işlemlerini kolaylaştırır.
     
3. Yüksek Erişilebilirlik:
   • Sanallaştırma, birden fazla sanal sunucunun aynı fiziksel sunucu üzerinde çalışmasına olanak tanır. Eğer bir sunucu arızalanırsa, sanal makineler diğer sunucularda çalışmaya devam edebilir.
     
4. Kolay Yönetim ve Bakım:
   • Sanal makineler merkezi bir platform üzerinden yönetilebilir. Bu, sunucuların bakımını ve güncellenmesini kolaylaştırır.
     
5. Daha İyi Felaket Kurtarma:
   • Sanallaştırma, sanal makinelerin hızlıca kopyalanmasını ve başka bir fiziksel sunucuya taşınmasını sağlar. Bu, felaket durumlarında hızlıca hizmetlerin tekrar başlatılmasını sağlar.
     

1. Tam Sanallaştırma (Full Virtualization):
   • Bu türde, sanal makineler fiziksel donanımın tamamını simüle eder. Sanal makineler, kendi başlarına çalışabilir ve kendi işletim sistemlerini yönetebilirler. VMware ESXi, Microsoft Hyper-V tam sanallaştırma örneklerindendir.
     
2. Yarı Sanallaştırma (Paravirtualization):
   • Yarı sanallaştırmada, sanal makineler fiziksel donanım ile daha yakın bir ilişki kurar. Bu, daha düşük kaynak kullanımı sağlar ancak sanal makineler daha fazla kontrol edilmelidir. Xen, bu türün örneğidir.
     
3. Hibrit Sanallaştırma (Hybrid Virtualization):
   • Hibrit sanallaştırma, tam sanallaştırma ve yarı sanallaştırma yöntemlerini birleştirir. Sanal makineler, hem donanım hem de yazılım tabanlı çözümle çalışır.
     

1. Kaynak Dağıtımı ve Yönlendirme:
   • Dinamik Kaynak Dağıtımı: Sanal makinelerin performansını optimize etmek için CPU, RAM ve disk kaynakları dinamik olarak tahsis edilebilir. Hypervisor'lar, kaynakları ihtiyaç duyuldukça yeniden dağıtarak daha verimli kullanım sağlar.
     
   • Yük Dengeleme (Load Balancing): Yük dengeleme, sanal makineler arasındaki iş yükünü dengelemeye yardımcı olur. Bu, sunucu kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlar.
     
2. Sanal Makine Performans Optimizasyonu:
   • Sanal Disk Performansı: Sanal makinelerde depolama performansı kritik öneme sahiptir. SSD kullanımını teşvik edin veya RAID yapılandırmaları ile daha hızlı disk erişimi sağlayın.
     
   • Bellek Ayarları: Sanal makinelerde bellek ayarlarını dikkatlice yapılandırın. Gereksiz bellek tahsisi, performansı olumsuz etkileyebilir. Sanal makineler için doğru bellek tahsisini sağlamak, performansı artırabilir.
     
3. Hypervisor Ayarları ve Yönetimi:
   • Hypervisor Güncellemeleri: Hypervisor yazılımlarını güncel tutmak, yeni özellikler ve performans iyileştirmeleri sağlar.
     
   • Sanal Makine Yalıtımı: Her sanal makineyi birbirinden izole etmek, kaynak paylaşımı sırasında oluşabilecek performans kayıplarını azaltır.
     
4. Ağ ve Depolama Optimizasyonu:
   • Sanal Ağ Yapılandırması: Sanal makineler arasındaki ağ trafiğini optimize etmek, düşük gecikme süreleri sağlar. Sanal ağları doğru yapılandırmak, sunucular arasında hızlı veri iletimi sağlar.
     
   • Depolama Çözümleri: Sanallaştırma ortamlarında depolama performansını artırmak için NAS (Network Attached Storage) veya SAN (Storage Area Network) çözümleri kullanılabilir. Bu çözümler, depolama verimliliğini artırır.
     
5. Yedekleme ve Yüksek Erişilebilirlik:
   • Yedekli Yapılar: Sanal makineler arasında yüksek erişilebilirlik sağlamak, felaket durumlarında hizmet sürekliliği için önemlidir. Bir sanal sunucu arızalandığında, diğer sunucu devreye girer.
     
   • Yedekleme Stratejisi: Sanal makineler düzenli olarak yedeklenmeli ve bu yedekler hızlıca geri yüklenebilir olmalıdır. Bu, veri kaybını önler.
     

Sunucu yedekleme ve felaket kurtarma (Disaster Recovery - DR), veri kaybını önlemek ve sunucu altyapısının beklenmedik durumlar karşısında hızla yeniden çalışabilir hale gelmesini sağlamak için kritik öneme sahiptir. Sunucu altyapısındaki her türlü arıza, siber saldırı veya doğal afet, işletmenizin operasyonel verimliliğini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, güçlü bir yedekleme ve felaket kurtarma stratejisi oluşturmak, uzun vadeli güvenliği sağlamak için gereklidir.

• Yedekleme Türleri:
  
  1. Tam Yedekleme (Full Backup): Sunucudaki tüm verilerin ve sistem dosyalarının kopyalanmasıdır. Yedekleme işlemi, en yüksek güvenliği sağlar ancak uzun sürebilir.
     
  2. Artımlı Yedekleme (Incremental Backup): Son tam yedeklemeden sonra değişen verilerin yalnızca kopyalanmasıdır. Daha hızlıdır ancak geri yükleme işlemi karmaşık olabilir.
     
  3. Fark Yedekleme (Differential Backup): Son tam yedeklemeden sonra değişen verilerin tümünü yedekler. Artımlı yedeklemeye göre daha fazla alan kullanabilir ancak geri yükleme daha kolaydır.
     
  4. Görüntü Yedekleme (Image Backup): Sunucunun tüm disk yapısının ve dosya sisteminin bir görüntüsünü alır. Sunucunun tam kopyasını hızlıca geri yüklemek için kullanılır.
     

1. Acronis True Image:
   • Açıklama: Acronis, disk imajları oluşturarak verilerinizi yedekler ve sunuculara hızlıca geri yükleme sağlar. Hem yerel hem de bulut tabanlı yedeklemeler sunar.
     
   • Özellikler:
     • Yedekleme planlaması ve otomatik yedekleme.
       
     • Veri şifreleme ve güvenlik.
       
2. Veeam Backup & Replication:
   • Açıklama: Veeam, özellikle sanallaştırılmış ortamlar için kapsamlı bir yedekleme çözümüdür. Hem yedekleme hem de felaket kurtarma için yüksek verimlilik sağlar.
     
   • Özellikler:
     • Hızlı ve güvenilir geri yükleme.
       
     • Bulut yedekleme entegrasyonu.
       
3. Commvault:
   • Açıklama: Commvault, kapsamlı bir veri koruma ve yönetimi çözümüdür. Yedekleme işlemi, depolama cihazlarından veri geri yüklemeye kadar her aşamayı kapsar.
     
   • Özellikler:
     • Uygulama ve veritabanı yedeklemeleri.
       
     • Merkezi yedekleme yönetimi.
       
4. R1Soft (CDP):
   • Açıklama: Continuous Data Protection (CDP) çözümü ile sürekli veri yedeklemesi yaparak, verilerin kaybolmasını önler. R1Soft, özellikle büyük veri merkezleri için uygundur.
     
   • Özellikler:
     • Sürekli yedekleme ile gerçek zamanlı veri koruma.
       
     • Yedekleme verilerinin düşük disk alanı kullanımıyla saklanması.
       

• Felaket Kurtarma Türleri:
  
  1. Sıcak Kurtarma (Hot Standby): Sunucu, sürekli olarak ikinci bir sistemle senkronize edilir. Birincil sistem arızalandığında, ikincil sistem hemen devreye girer.
     
  2. Sıcak Yedek (Warm Standby): İkincil sistem hazırda bekler, ancak birincil sistemin arızalanması durumunda sistem yapılandırılması ve veri geri yükleme işlemi yapılır.
     
  3. Soğuk Kurtarma (Cold Standby): İkincil sistem, birincil sistemin arızalanmasından sonra manuel olarak çalıştırılır. En düşük maliyetli ancak en uzun süreli kurtarma sürecini gerektirir.
     

1. Risk Değerlendirmesi ve İş Sürekliliği Analizi (BIA):
   • İşletmenizin hangi verilerin, sistemlerin ve uygulamaların en kritik olduğunu belirleyin. Bu veriler ve sistemler, kurtarma sürecinin öncelikli hedefleri olmalıdır.
     
2. Yedekleme Stratejisi Belirleme:
   • Yedekleme türlerini (tam, artımlı, fark yedekleme) ve sıklığını belirleyin. Bu stratejiler, felaket durumunda veri kaybını minimize etmek için önemlidir.
     
3. Kurtarma Süresi ve Kurtarma Noktası (RTO/RPO):
   • RTO (Recovery Time Objective): Felaket sonrası sistemlerin ne kadar sürede geri yükleneceğini belirler.
     
   • RPO (Recovery Point Objective): Veri kaybının kabul edilebilir seviyesini belirler. Hangi zaman diliminde kaybolan verilerin kabul edilebilir olduğunu ifade eder.
     
4. Yedekleme Konumu Seçimi:
   • Yedeklerinizi yalnızca yerel ortamda değil, aynı zamanda bulut tabanlı yedekleme çözümleriyle de dışarıda tutarak daha güvenli hale getirin.
     
5. Kurtarma Planını Test Etme:
   • Felaket kurtarma planınızı düzenli olarak test edin. Planın etkinliğini değerlendirin ve potansiyel zayıf noktaları belirleyin.